HERKES KORKULARIYLA YAŞAR AMA PEK AZ İNSAN KORKULARININ ÜSTÜNE GİTME CESARETİ TAŞIR
  CANTANEM
 


                         CANTANEM

An olur, deli sevdamin suskunlugunu yüklenirim bir basima.
An olur, bulusur yüreklerimiz en masum sevda yollarinda.
Umut ki, bitivermis daha yolun en basinda...
Ne yolumdasin ne yolsun sen bana...
Bilmezdim isiksiz yollarda umuda kavusmanin yorgunlugunu,
Bilmezdim, umudun bir rengininde siyah oldugunu.
CANTANEM


Gece olur, en parlak yildiza takilir dalar gözlerim...
Gece olur, aniden kayar gider yokluguna yildizim.
Gölgen ki, düsüvermis kalbime..
Ne yakinsin ne uzaksin sen bana.
Bilmezdim hayalinin aynalarda da konustugunu...
Bilmezdim, gözlerinin gökyüzünde de durdugunu.
CANTANEM


Gün olur, buz dagindan kopan bir buz parçasi kadar soguk,
Gün olur, isitir evrenimi günesimin içime çizdigi ufuk...
Sevgin ki, yakivermis atesiyle,
Ne sicaksin ne sgðuksun sen bana..
Bilmezdim sevginin de atesten bir gül oldugunu..
Bilmezdim, gökkusagininda çiçek gibi soldugunu.

CANTANEM

Mevsim olur, damarlarimda dolasan kan cehennem sicaginda kavrulur.
Mevsim olur, yüregimde kopan firtinalar kizgin çöllere savrulur.
sefkatin ki, sarivermis ruhumu...
Ne ellerindeyim ne ellerimdesin sen bana
Bilmezdim yagmurun suyuda hasretiyle kuruttugunu,
Bilmezdim, çölde gezinen yarali bir ceylani yüreginden vurdugunu...

CANTANEM

Nese olur kahkahalarla agladigima güler geçerim...
Nese olur, mutlulugu martilarin sesinden dinlerim.
Gülümseyis ki, dönüvermis hiçkiriga içimde...
Ne yalansin ne dogrusun sen bana...
Bilmezdim bir gülümseyisin kadehlerde gözyasi sundugunu.
Bilmezdim, dudaklar gülümserken yürege kan doldugunu.

CANTANEM


Son olur, ayrilik heceleri bir bir kiyiya vurur...
Son olur, sözler biter siirler nagme nagme konusur.
Adin ki siir oluvermis dudaklarimda,
Ne askimsin ne canimsin sen bana.
Bilmezdim her aldigim nefeste ölümü soludugumu,
Bilmezdim, canimsin dedigim minik kusumun kafesinden kanatsiz uçtugunu...

CANTANEM



NE YANDASIN ŞİMDİ BENİM KÜSKÜN YARİM


Yamalı ve mahçupluğa boğulmuş sözlerim
var şimdilerde dilimde....

Ne uyku giriyor gözüme,ne de yaş bitiyor gözümde
seni kırdığım o günden bu güne... Nasıl oldu da yanılgıya
düştüm ben, nasıl oldu da senin gibi birini üzdüm ben,
 hala aklım almıyor buna...
 
Biliyorum ne desem, ne denli yalvarsam da boş
gelir artık sana...Gerçi haklısın da oysa,
ben de olsam aynısını yapardım ya...
 
Ahh, ahh şimdi  beni üzen seni bir daha görememek
 değil,sesini daha duyamamak değil,teninin sıcaklığını
 tenimde bir daha hissedememek hele hiç değil...
Şimdi beni üzen, haksız yere seni kırmam....
 
Yargısızca darağacında seni idam etmem...
Ve hesapsızca seni terketmem...Bana ne desen haklısın...
O yüzden derim ki şimdi sana sakın ola susma...
Bağır, çağır, küfret hatta isyan et bana....
 
Ama ne olur böyle susma, susup da suskunluğunla
 beni çıldırtma...Sana olan pişmanlığımı; ne yağmurların
 adedi anlatabilir sana,ne gündüzü sunan güneş,
ne de geceyi aydınlatan ay...
 
Sana olan mahçupluğumu; ne gözyaşlarımın
damlacıkları anlatabilir sana,ne baharı müjdeleyen
 göçmen kuşları, ne de balıkçıları sevindiren
deniz balığı...
 
Sana olan özlemimi; ne yaprak dökümü gibi
dökülen takvim kağıtları anlatabilir sana,
 ne yollanılmaya cesaret edemeyen bir mektup,
ne de sana olan hasretimi anlatmaktan
bıkmayan kalemim...
 
Sana olan sevgimi; ne mendilimde sarılı olan bir
tutam saçın anlatabilir sana, ne yağmurdan sonra
 oluşan gökkuşağı, ne de bir kelebeğin
hayata yumuşak dokunuşu...Ama bir ezan sesinde
duyabilirsin kalbimin titreyişini, bir kuğu yürüyüşünde
 görebilirsin sana olan aşkımın zerafetini...
 
Ve bir bakışımda ki esmeler de görebilirsin
sana olan tutkumu...

Ne yandasın şimdi benim küskün yarim, ne yanda...
Ama nereye gidersen git bir tek şeyi sakın
ola unutma... Ne kadar kırsam da seni, bir tek
seni sevdim ben...Bir tek senin aşkında
yüreğimi ortaya korkusuzca koydum ben...
 
Ve bir tek sevdiğim insanı istemeden bu denli
 kırdım ben...Geri dön demeye yüzüm yok, bilirim
olmamalı da... Ama işte bir umut vardır ya her
 insanın koynunda....
 
 Bekleyeceğim işte ben de böyle seni ömrümün
yettiğince dönmen umduyla...
 
 


--

 

DÖRT MEVSİM AŞK
**********************
Mevsimlik bir aşk değil bizimkisi...

Yaşayacak öyle çok yaz, öyle çok bahar var ki, kış var..

Lapa lapa yağarken kar, etraf örtülmüşken beyaz bir örtüye,

bomboş sokaklarda gezerken sadece
ikimiz, bir sıcacık öpücük kondurduğumuzda dudaklarımıza aşk

yeniden doğacak
bizim için. Gözlerimizin içine bakacağız tek kelime etmeden.

O an kaybolacağız derinliklerde..

Bir bahar mevsimi gelecek kışın ardından. Her şey yemyeşil, ağaçlar

 çıkarmış kışlık giysilerini, beyaz karın ardından çiçekler açmış

pembe, beyaz.. El ele gezeceğiz bu sefer kırlarda. Bir rüzgar esecek

içinde aşkı bulunduran.


Üstümüzde esip geçecek, anlayacağız ki aşk mevsimi bahar.

Tanımış olacağız ilkbaharın kokusunu..

Yaz gelecek bu sefer de ilkbaharın ardından. Sıcak hava, deniz..

Aşkımızın başlamış olduğu yaz mevsimi.. Gün batımında bir

tepeye çıkacağız. Uçsuz bucaksız deniz, denizin üstünde ateş kırmızısı

 güneşin yansımaları.. Yere oturmuşuz. Başımı koymuşum

göğsünün üstüne. Bir yandan kalbinin atışlarını dinliyorum.

 

Güneş, kızıllığıyla gömülüyor denize. Bir ezgi duyuyorum
dikkatle dinliyorum; kalbinin atışları. Bir şarkı söylüyor bana

"Kalbimdesin, sen asla yok edilemeyecek yerdesin bebeğim..."

Gece olacak az sonra. Kumsala ineceğiz gecenin ürkütücü

karanlığında. Sarılıp kapatmışız korkulara dünyamızı.

 Sana sarılmışım. Karşıda bir yerlerde şimşekler çakıyor renk renk

 müthiş manzara bir de sevgilim yanımda olunca doyulmaz bu

gecenin tadına.. İçimden bir şarkı söylüyorum biraz
eskilerden...

"Bak yıldızlar altında gözlerimin içine
Duy! Rüzgarların bize anlattığı bir şey var.
Biz aşkı meleklerden çaldık, birbirimize

 sımsıkı bağlandık..."

Gerçekten biz aşkı meleklerden çalmıştık, geri vermeyi de

düşünmüyorduk. Çünkü tutkulu, çünkü aşıktık.. Ve sonbahardayız.

Hüzün mevsimi sonbahar. Ama biz hüznü yaşamamakta kararlıydık.

Senden bir şey istemiştim ve tekrar aynı
şeyi istiyorum: Seninle sonbaharın en aşk dolu iki yaprağı olmayı,

daha sonraki mevsimlere çiçek olarak, yemyeşil yapraklar olarak

gitmek istiyorum.


Birlikte var olmayı istiyorum, her şeyi sende yaşamak istiyorum.

 
 

Ay ışığı olmayı isterim...
Yanlış anlaşılmış aşıkların gecelerini aydınlatmak için,


Sessizlik isterim
İnsanların kalplerini altüst eden sesleri dindirmek için


Şafak isterim
Mutlu bir gün daha getirmek için,


Işık isterim
Hayatlarını karanlıkta yaşayanlar için, 
 


Gece isterim
Bütün gün çabalayanları kucaklamak için,


Hayat isterim
Ölmekte olanlar belki yeniden doğabilir diye, 
 


Gözyaşı isterim
Duyarsız kalpler de ağlayabilsin diye, 
 


Tebessüm isterim
Acı dudakları tatlandırmak için,


Sevgi isterim
İnsanları birleştirmek ve onlardan biri olduğumu
anlamalarını sağlamak için

 

Aslında.
Küçük bir sinek kuşu olmak,
açık bir pencereden evine
girebilmek, bir kucakla sana
sürpriz yapmak ve güzel bir gün
dilemek isterdim..

 

 

Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?
Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?
Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?


Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?
Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?
Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?
Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.

 
  17833 ziyaretçi (38037 klik)  
 


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol