HERKES KORKULARIYLA YAŞAR AMA PEK AZ İNSAN KORKULARININ ÜSTÜNE GİTME CESARETİ TAŞIR
  Gece Masalı
 
Bir of ceksem karsiki daglar yikilir

 

Bir ayrılığın sevdaya dahil olması ne kadar anlamlı değil mi? Ya da anlamlı olmalı mı demeliyim? Kaldı mı bıraktık mı ayrılıklarda sevdaya dahil edebileceğimiz duygular; her an öteki ile ilgili herşey onunla!

 

 

Neden artık sevgililer sevgiler eskisi gibi değil?Neden yaşamak için içindeki çocuk yüzü çocuk duyumsamaları tüketmiş sevdalar ? Neden çıkar ilişkilerinin kör testeresinde bilenmeye doğru yol almış düşüncelerle yaratılmış yok sayılmış sevgiler?

İşte A. İlhanın bu şiirini okuduğumda dalıp gittiğim gibi ötelere çok uzaklara bazen sana dair türküleri dinlediğimde de hüzün yurt tutuyor yüreğimi. Bazen eski bir anıyızümrüt ışıklı bir kahkahayı bazen koskoca bir okyanusun bir şarap kadehinde ahenkle dansedişini ayaza kesmiş bir geceyi sevda sözleri ile ısıttığımızı anımsıyorum ;nekadar da sevdaya dahil.. Ne kadar da seninle birlikte seninle ilgili...

Ah sevgili seni yaşayamadıkların yargılamadı mı hep?İçinde büyüttüğün hep yaşayamadıkların olmadı mı? Gün geldi “anlar umutlar” hayal kırıklıklarının peşi sıra sevdaya dahil izleri silip geçti bir kentin ortasındaki yalnızlığından... Oysa benim yalnızlığım hala sevdaya dahil...

 


Yüreğin sevgili yaşayamadıkların için mahkum etmedi mi seni müebbet sürgünlerle bitmeyecek özlemelere? İçinde öldürdüğün hep bu özlemeler olmadı mı? Gün geldi sustu ve akşamın sona erdiği o an benden kalan çaresizlik sevdaya dahil izleri ezip geçti bu kentin ortasındaki hayallerinden... Oysa benim hayallerim hala sevdaya dahil... Her şey seninle ilgili..

 


Sevda diyorsun bana ;tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığdırabildiğimiz sevda diyorsun bana ;nice sevdalar yok oluyor kristal bir bardak gibi tuz parça kırılsa da .. Sevda diyorsun bana ;sen yoksun aslında... Ama ben hep varmışsın gibi yaşıyorum herşey seninle ilgili... Çünkü yokluğun bile sevdaya dahil..

 


Ah sevgili ;hala içimizde o yanardağ ağzı sevdalanmak diyorsun ya bana dudaklarından dökülen her kelime hala kıpkızıl gülümseyen –sanki ateşten bir bir tebessüm- özledim diyorsun...
Sonbahar taşınıyor gecelerime.. Sen gülmüyorsun aslında.. Ama ben sen hep gülüyormuşsun gibi yaşıyorum her şey seninle birlikte... Çünkü gülüşün bile sevdaya dahil..

 


Ve sevgili özlemek diyorsun bana aslında hiç yaşamadığın aşkları anlatıyorsun en güzel sevda masallarını bırakıyorsun ak köpüklerle ıslanan kumsala.. Hanidir dokunmadığım ellerinle hiç yanılmamışım gibi yaşamayı öğrenmeye çalışırken alışırken gözlerin olmaksızın yolumu bulmaya çıkıp geliyorsun asırlar kadar uzak bir geçmişin içinden... ---kapını bir çalan olmadı mı hele /elini bir tutan ---tek başına bu özgürlük bir işe yaramıyor dizeleri dudaklarında..

 

Bu Resim Küçültülmüştür. Gerçek Boyutunda Görmek İçin Buraya Tıklayın. www.sevdaseli.net

Yalnızların en büyük sorunu işte bu diyorsun.Ben dünden kalan her heceyi her geceyiher dizeyi sendeki her şeyi özlemişken bendeki senle her an birlikteyken herşey seninle ilgiliyken çekip gideceksin biliyorum geldiğin gece gibi sımsıcak bakışlarının suç ortağı hayallerime..
Sen gelmiyorsun aslında.. Ama ben sen hep buradaymışsın gibi yaşıyorum herşey seninle birlikte.. Çünkü ayrılıkta sevdaya dahil..

 


Gidiyorsun yine.. Oysa biliyorsun hiç gitmediğini.. Ben kapatıyorum ardından gözlerimi sanıyorum ki ;yeryüzünde ikimiz ancak birbirimiz için varız.. Hiç yanılmamış olduğumu biliyorum.. Bir düş mü gördüğüm bir düşün içinde miyim bir düş mü benim içimde bilmiyorum..

 

Ne zaman bir yaşamak düşse aklıma çekip gidiyorsun ardında nice vedalar çakmak taşı gibi sert /elmas gibi keskin ; bilmiyorsun...

Sen gitmiyorsun aslında.. Ben sen hep buradaymışsın gibi yaşıyorum her şey seninle birlikteseninle ilgili... Çünkü hiç bir anı tek başına yaşanmaz... .

 


 

Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
En görkemli saatinde yıldız alacasının
Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader
Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
Onu çok arıyorum onu çok arıyorum
Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları
Bir yerlere yıldırım düşüyorum
Ayrılığımızı hisettiğim an demirler eriyor hırsımdan
Ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş
Tedirgin gülümser
Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili
Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
Her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili
Telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
Gittikçe genişliyen yakılmış ot kokusu
Yıldızlar inanılmıyacak bir irilikte
Yansımalar tutmuş bütün sahili
Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
Öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
Çünkü ayrılıklar da sevdaya dahil
Çünkü ayrılanlar hala sevgili
Yanlızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık
Hava ağır toprak ağır yaprak ağır
Su tozları yağıyor üstümüze
Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
Eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı
Karanlık çöktü denize
Yanlızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin
Ne yanına dösen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
Kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan
Bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince
Sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice
Yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak
Bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına
Benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle
Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız
İkimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız
Hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi
Tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı
Hala kıpkızıl gülümseyen sanki ateşten bir tebessüm zehir zemberek AŞKIMIZ

 

 
  17803 ziyaretçi (37992 klik)  
 


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol