HERKES KORKULARIYLA YAŞAR AMA PEK AZ İNSAN KORKULARININ ÜSTÜNE GİTME CESARETİ TAŞIR
  Sesli Şiirler
 

 

          

MAVİ DUVAR

Duvarları maviye boyadım
Maviyi çok seversin
Penceremde menekşeler dizili
Sularken şarkı söylersin
Gramafon da eski alaturka
Hoşuna gider bilirim

O yaz evinin içinde
Denize nazır
Sabaha kadar bekledim seni
Birden dalgalar dedi ki gelmeyeceksin

Birden çıktım viraneden
Koşa koşa indim kumsala
Acı acı sövdüm sonra
Yüzümü kırbaçlayan rüzgara

 




 

MAVİ

Alışamadım bir türlü sığlara
Benim yolum derinlere derinler mavidir
Hasret şarkıları çalınır söylenir gönlümde
O yüzden dalar dalar giderim uçsuz mavilere
Benim umutlarım mavi benim hüzünlerim mavi
Bir de emanet yüreğim var bir bilseniz masmavi

Alışamadım doğru yokluğuna
Sen sığları seçtin benim yolum derinlere
Sevemedim bir türlü alı moru pembeyi
Gönül gözü gören bilir derinler mavidir
Ben denizci oğluyum ben maviler yetimiyim
Ben denizden bir damlayım
O yüzden gözyaşlarım tuzludur benim

Al olur dalgalanır dert yanarım gökyüzüne
An olur çırpınır sen geçerken yüreğim
An olur rüzgara uyar yıkar geçerim
Geleceksen sabah erken gel
Sabahları durgunum güzelim

Mavi uysal bir tebessüm
Derinler hüzün sarhoşluğum
Hani sordun ya yolcu
Belki de yalnız bir deniz feneriyim





MAVİ MAVİ SEVDİM SENİ

Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Kalbim şimdi bir sokak çocuğu
Kelebekleri göç etti gönlümün
Issızlaştı hayat sanki
Sanki, sabahı eksik şiirlerimin.
Sanki, gecesi hep kanayan bir yara
Ve sanki, artık hep kanayacak...
Ağlanacak bir aşkın kıyısına vurduysa gözlerim
Çare yok, ağlayacak.
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Kapıları kendime ben açamadım
Ya da yanlış saatlerde bekledim gelmeni
Düşünüyorum da sen gideli ne çok yalnızım..
Sarmaşık aşkın sarısında kaldım, sarılamadım.
Savunamadım seni kimselere
Anlatamadım seni kimselere
Kimsesiz kaldım,En çok da sensiz...
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben..
Sana uyumak,Sana uyanmaktı hayat.
Sıratını geçtim yaşarken korkmadan
Korkumu geçtim cesaretle, ihanetle
Berduş bir yalan masumiyeti öptüm bile bile
Tek sen gitme diye
Sonbahar oldum yaprak yaprak
Ağaç oldum köklerimi unutarak
Tesellisiz bir geceye fırlatıldım
Kalbimi dar kafese kapatarak
İçimdeki bir kanarya
Hiç susmadan ağlayacak
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yakamozlarında yıkadım sevdamı çırılçıplak
Seni sevdiğimi bağırdım mehtabına
Beyazında akladım bulutunun
Mavi mavi sevdim seni içim kan ağlayarak
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak....


 






 

DÜŞ MAVİYLE UYANDI

Düş maviyle uyandı
Güneşi yorgun dünyalara
Gece oyunları oynardık yarı uykulu şiirlerde
Düş maviyle uyandı
Öper gibi yar uykularını
Dönüşü yok sevdaya dikilmiş çiçeklerdi o oyunlar
Sevgiler kendi renklerini değiştirdiklerinde
Değişken yüzler girerdi hep aynalara
Yine de sevgiyle bakardık onlara
Ve öperdik ak alınlarından
Yağmur düşerdi sevincin aktığı yollara martılarla
Düş maviyle örtündü
Yağmurla kardeş bedenlere
Sevda oyunları dönerdi çırılçıplak gölgelerde
Sevgiler kendi renklerini bulduklarında
Kendilerine kavuşuyor yüzler yeniden aynalarda
Düş Sokağında yaşardı
Renkli cıvıl cıvıl düşler
Ve sakinleriydik bu sokağın
Düşler birikmiş sevgilerimizdi







 

AŞKIN EN MAVİ ZAMANI

Aşkın en mavi zamanı
Bu titreyen ben miyim?
Ne günlerden haberim var
Ne saatlerin ayarı

Aşkın en mavi zamanı
Anlamı yok uyanmanın
Ne bir şeyin sahibiyim
Ne de adresim belli
Aşkın en mavi zamanı

Seni bir kez görmek için
Çok uzaklardan geldim
Sesini duymak için
Neler vermezdim

Aşkın en mavi zamanı
Bütün kuşlar yerdeler
Uçmayı unutmuşlar
Bilinmez bir haldeler

Aşkın en mavi zamanı
Bir savaş sonrası için
İçin için yanmaktayım
Artık çok zor işim

Seni bir kez görmek için
Çok uzaklardan geldim
Sesini duymak için
Neler vermezdim

Aşkın en mavi zamanı
Bu titreyen ben miyim?
Ne günlerden haberim var
Ne saatlerin ayarı
 




 

Hayat sen şiir olaydın eğer,
Tanrı sırat köprüsünü yıkardı her şair ölümünde..
Gene de öyle olduğunu umutlandıran şiirleri okudukça,doyasıya ve tekrar tekrar..
EY HAYAT!yaşayasım gelir seni inan..inan inan!(MamiDaçka)

Şair hayal gibidir..kanatlı,kutsal bir şeydir.
İlhamı duymadan..kendinden ve aklından ÖTEYE geçmeden Şiirini BULAMAZ(Sokrates)

 









 

MAVİ BULVAR


Hüzün damıtan Mavi Bulvar’da yürümekteyim
Yalnızlığa kamufle olmuş sinsi bir kurye
Peşi sıra gölgemin karanlığına gizlenmiş..
Su sesinin sevk ettiği yöne gitmekteyim,
Parke taşlarla döşeli yolda yürümekteyim,
Asma köprüden sessizce karşıya geçiyorum..
Yol kenarındaki fazla ışıklar gözlerimi alıyor
Efkardan değil sadece bu yüzden
Eğip başımı önüme yürüyorum.

Bir haziran sıcaklığı tüm yüreklerde,
Dramatik levhalar bazı yüzlerde,
Hüzünlü güfteler besteleyen
Şehrin aşıkları yürür Mavi Bulvar’da..
Müntehası uzun bir yürüyüşün
Maraş dondurmasının serinliği ferahlatıyor
Dudağı kavrulmuş biçareleri,

Yürümeyeli çok oldu bu bulvarda
Karanlığa, sessizliğe ve kimsesizliğe-
Vurulmuş bir adam yanım olarak..
Geceden hiç mi hiç korkmadım,
Akan suyu geceleyin daha çok sevdim,
Celalinden korkmam, heybetinden kaçmam
Dalıp geçerim dalgalarının arasından..
Yürürüm sahile doğru
Kimsecikleri göremem,
Zaten ben kalabalıklardan korkmuşum ve kaçmışım,
Mavi Bulvar'a vurulmuşluğum da bu yüzden..

 



 

OLAMAZIMSIN

Kaytarılmış hislerin pamuksu topakları
Bir gün kalkıp dokunur kalbinin topraklarına
Ansızın hicretin o tozlu çakıllı yolları
Görünüverir aşk kırıklarının vahasında
Kaçacak yer mi yok yoksa kaçırılacak tren mi?
Bir yanım sende kaldı bir yanım yasak baharlarda

Çoğalıyorum gitgide düşünmediğimi sandığım zamanlarda sana
Halbuki sen ne ilktin ne de sondun bu coğrafyada
Görmedim ki senli gün yüzünü kesmedim ki gönül sözünü
İyi de neden sesimde bu hüzün günah çözgüsü

Sarhoşunum ömrümün baharında
Kırsal kentlerin uzaklıklarında
Umarsızlığımın acımasız tuzaklarında
Bir yanım sende kaldı, bir yanım yasak baharlarda

Hatırlıyor musun bahara giriyorduk teninle
Kimsenin gitmediği yerlere uzanmıştık gözlerimizle
Avucunun yanağımdaki şımarıklığını özler gibi oldum
Gözlerinin yasak elmaya bakar gibi bakışını hatırlıyorum da..
İşte o zaman kaybolan ayıpların kalıntılarını merak etmiştik
Kimsesiz denizlerdeyken çekmiştin beni en derinliğinle
Gönüllü soluk alış verişlerimle boğuluyordum
Gelmişime geçmişime güvercinler uçuruyordum
Güneşin batacağını bile bile eşsizliğimizin kıyısında
Gitmelerin karanlığını tercih edendik aya, yıldıza
Sabahların uzakta olduğu , ayrılıkların tan yerinde buluştuğu..
Bu soğuk taş duvarlar assınlar kendilerini en sensizliğimde!
Ahh bu gece yarıları.. bu yalnızlığın kapanmayan kapıları
Ne de dosttular gecelerce
yasaksız sevişmelerimizin karanlık çarşafları
İçine düştüğünde ateş, yastığımın kokusu üşüşürdü tenine
En sevdiğin kokuydu benli tuzun..
Gecenin en zayıf noktasında şimdi yoksun
her gece yatağıma artık yalnızlığımı alıyorum
Seni yasaklığınla aldatıyorum
Sana dokunan eller bak şimdi ne haldeler?
Hesapları dayanılmaz oldu dokunduğun yerler
Sığamam küçük kaplara
sıkışırım gelemem sensiz kalplere..
Her nefeste bu son diye diye
baharın sonu, yalancı baharların başında
Ruhum kanıyor her defasında
Çıkmazlığımla avunuyorum..
Çırılçıplak kelimelerim üşüyor
Düşüyor gözlerimden birer birer bizliğim
Soysuz anılarımın bekçisi gibiyim
Ahhh ben sende tutuklu kaldım yasaklım..olamazım
Ayıpsızlığın ummanında en ummadığımdın
Kim bilir şimdi hangi saklı hislerin kuytususun
Hangi suskun kentlerin küllerinde savrulursun
Benim gibi bitimsiz kör zindanlarda yaşamaktan yorulur musun?
[Söz vermiştik biliyorum duymayacaktık
Birbirimize sesimizle kavuşmayacaktık
Özür dilerim galiba seni uyandırdım
Peki kapatıyorum telefonu olamazım
Bir daha seni asla ama asla aramayacağım..]





AŞKA BAKİRE,MUTLULUĞA DULDU

Bir kadın tanıyordum hem bakire hem de duldu..

Henüz on sekizindeydi kader kalemini kırdığında
Bir tek toprakların tohum taşıdığını sanırdı
Dişiliğinin farkına varamadan daha
Vermişlerdi kucağına en siyah saçlı oyuncağını
Oysa daha oynanacak evcilikleri masalları hikayeleri vardı
Masmavi nazarlıklar asılı kalacaktı taze süt kanallarına
Her sabah cıvıl cıvıl kuş sesleriyle uyanacaktı
Bir de sabaha sıkılmış taptaze umutlarıyla
Deniz dalgası saçları ne doğaldı mahlassız şiirler gibi
Gecenin kimsesizliğinde dağılan iğde kokulu gülüşleri
Çeyizine ne denli keder gam yüklenmişti nereden bilirdi?
Saçlarına yıldızların lüle lüle üşüştüğü bu zamanlarda
Üşümüş cümlelerin sonunda donuyordu
Vaktinde mutluluktan zil çalan etekleri
Gemleyemediği arzularına intikam davullarıyla vuruyordu
Aşka bakire…mutluluğa duldu


Bir kadın tanıyordum hem bakire hem de duldu..

Sevmelerinin sevişmelerinin yarım kaldığı
O taşlı çakıllı tozlu toprağı yatağıydı
Selamlaştığı her sevdası şamardı geç kalınmışlığına
Kesip kırptığı anılarını bir uçurtmanın kuyruğuna takmıştı
Onu da çetin bir rüzgar yemyeşil bir ağacın dallarına fırlatmıştı
Tiftiklenmiş acılarına direndiğini hangi Cehennem duyduysa
Kendisinden istifa etmiş kimliğini hangi Cennet bulduysa
Tek hücreli hayatının hükümsüz izdüşümlerine yuvarlanıyordu
Güneşi yavaş yavaş batıyordu
Her gece katran telli kirpikleri dünyayı tuzuyla alkışlıyordu
Kaç kere sıfırlamak istedi kaç kere kabaran kabahatlerini!
Fakat bir portre kadar yalnızdı yaldızlı sofralarda bir kuru adı kaldı
Kapaksız yaşanmışlıklarının soğuk taş önsözünde mutlaka yazılmalıydı
O Aşka bakire mutluluğa duldu





 

KOLLARIMIN TEKİLLİĞİ


Yarın bir başka gün dediler...inandım
Her şey güzel olacak dediler...dayandım
Çok güzel olduğumu söylediler...kandım
Beni sevdiklerini tekrarladılar...her defasında yanıldım

Kara yazgımın karasal ikliminde yürüyorum
Halbuki ben de biliyordum kırmızı kirazın tadının kırmızı olabileceğini
Yeşil eriğin yemyeşil kokusunu...biliyordum
Tıpkı seninle de biteceğimi bile bile gidiyorum

Neden yağmur yağar bu depresif anlarımda
Koca şehir ıslanıyordu gözyaşlarımla
Herkes derin uykuda
Bense boğazımda çözülemeyen düğümlerle baş başa
Ve seni düşünüyorum yine kendimden daha fazla

Nasıl da acıtıyor kemancı
Gözlerimin içine bakıyor da görüyor darağacımı
Bakma!Bakma gözlerimdeki sislere Üsküdarlı!
Onlar ki yetim..onlar o kadar acı !
Şimdi bırak bırak!okşasınlar yanağımı

Sabah rüzgarı da süpüremedi gözyaşımı..
Üstüme üstüme geliyor sabah yıldızı
Hani üşüsem diyorum üşüsem be!
Soğuktan değil kollarının beni
Ellerinin saçlarımı unutmayışından ürpersem!

Uyan yedi tepeli şehir! uyanın sokaklar
Size bir çift sözüm var
Size uyumak yakışmaz…kaldı ki beni siz uyandırdınız
Aşkın ateşini yaktınız
Yaşa gör deyip beni bir kenara fırlattınız
Çıkmaz sokaklarıma yollar çıkarttınız
Yüreğimi sızlattınız be!

Kelimelerden başka gidecek yerim olmadı
Gelseydin eğer gitmeseydin koysaydın başını
Kollarımın tekilliğini yaşatmasaydın
Aşk ağacında sallanmazdım ...keşke ağlatmasaydın!

Yarın bir başka gün dediler...inandım
Her şey güzel olacak dediler...dayandım
Ya gereğinden fazla salaktım
Ya da ben bu aşk kitabını hiç anlayamadım


 
  17819 ziyaretçi (38016 klik)  
 


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol